RÜYAMA GEL Bazen farklı nesneler istersin hayattan.. Yaşamına renk kata bilecek, gülüşünü, tarzını, duruşunu hatta giyimini de farklandıra bilecek nesneler. Bazense tamamen başka şeyler aradığımız zaman biri çıkar karşımıza ve aradıklarımızın tümünü kendinde birleştirir. Bizleri yerle gök kadar değişe, hatta bizi bambaşka biri yapa bilecek sihirli güce sahip olan biri.. Sonra yok olur dumanlı havada ve bir daha geri dönmez... Tüm yolların sana çıktığı labrinte benzer bu sokaklarda ben kendimi bile bulamıyorum. Bazen yaşayıp-yaşamadığımın bile farkında değilken ben hep seni arayıp sordum. Neredesin..? Kimlesin..? Ne yapıyorsun..? Bazense nedenini bile bilmeden duvarlara yaslanıp çocuk gibi ağlamak geçer gönlümden, ya da arabaların arasıyla yolda arkana bile bakmadan sadece koşmak. Ufuklara koşmak.. Yerle gökün birleşdiği noktaya kadar durmadan koşmak isterim bazen.. Her zamanki gibi yine soğuktu havalar. Yazın ortasında ben üşüyordum sensizlikden. Elimde pahalı bir viski bir az modern, bir az sarhoş, hatta bir az da kabadayı durumda duvarlar yaslanarak yürüyordum. Yalnız kalırken yürümeyi seviyorum, yalnızken hep senle yaptığımız şeyleri yapıyorum. Hatırlarmısın bir defasında çocuklar gibi kağıttan gemiler yapıb denizde yüzdürdüyümüzü? Ben unutmam hiç. Her kes bize bakıp güldüğünü, hatta yaşlı teyze bize
bakıp “deli” dediğini bile unutmadım. Sonra elini tutup sana hep söylediğim şiiri söylemem hiç aklımdan çıkmadı. Bu gün de yine yalnızdım. Her zaman gittiğimiz deniz sahiline geldim. Elimdeki kağıtlardan bir kaç tane gemi düzeldip suya bıraktım ve uzun uzadı onlara baktım. Çok geçmedi bir dalqayla hepsi suya battı, gemilerimiz çok yüzmedi.. Sonra ayağa kalktım yüksek sesle sana söylediğim şiiri söylemeye başladım. Her kes bana bakıyordu ve 2 polis beni yakalayıb şubeye apardı. Şiirimiz bile insanlara rahatsızlık verdiği halde ben nasıl senin yolunu bekleye bilirimki? Sevgilim, dün gece yine rüyama gelmişdin. Hayatta sana söyleyemediklerimi ya boş kağıtlara yazarım ya da geceler rüyalarımda sana söylerim. Kağıtlara yazdıklarıma da büyük harflerle SENSİZLİK yazıyorum, sevgilim. Bu gün o kazadan 6 ay geçiyor. Sanki dün gibi her şey. Sana sarılıp siyah gözlerine bakmam, sonra benim uzun saçlarımı karıştırıp “maymunum” demen hiç aklımdan çıkmıyor. Geçen ay sevdiğin o uzun saçlarımı kestim çünkü artık kimse saçlarımı karıştırıp “maymunum” demiyordu bana.. Bu kadar acı çekmeme rağmen hiç pişman olmadım seni sevdiyime. Unutmak bir dakika bile geçmedi aklımdan. Her geçen saniye daha da çok sevip bağlandım sana, sevgini ilahileştirip seni tanrım yaptım. Ben artık seni sevmiyorum, sana sitayiş ediyorum adeta. Bu gece yine gel rüyama. Sana bakiyim, saçlarına dokuniyim, ellerini tutup sarıliyim sana. Ayılana kadar bırakmam seni. Bu gece yine üşüyorum. Yatağın sağ köşesini yine hiç kimse doldurmamış. Biliyormusun sen gitdikten sonra bir defa bile bir kıza dokunmadım. Çünki son dokunduğum insan eli seninkiydi, son sarıldığım insan sendin. Kokun hala gömleklerimde.. Her kesin sevdiyi yanında, benim sevdiyimse göklerden bana bakıyor. Her kes sevdiyiyle içip sarhoş olduğu halde ben sana sarhoşum. Beni rüyalarımdan mahrum bırakma, bu gün de gecikme görüş yerine, her zamanki gibi aynı saatde aynı yerdeyim. Gece ve rüyamda... (2015 Nisan ayında kaybettiğim sevgilimin anısına.. )
bakıp “deli” dediğini bile unutmadım. Sonra elini tutup sana hep söylediğim şiiri söylemem hiç aklımdan çıkmadı. Bu gün de yine yalnızdım. Her zaman gittiğimiz deniz sahiline geldim. Elimdeki kağıtlardan bir kaç tane gemi düzeldip suya bıraktım ve uzun uzadı onlara baktım. Çok geçmedi bir dalqayla hepsi suya battı, gemilerimiz çok yüzmedi.. Sonra ayağa kalktım yüksek sesle sana söylediğim şiiri söylemeye başladım. Her kes bana bakıyordu ve 2 polis beni yakalayıb şubeye apardı. Şiirimiz bile insanlara rahatsızlık verdiği halde ben nasıl senin yolunu bekleye bilirimki? Sevgilim, dün gece yine rüyama gelmişdin. Hayatta sana söyleyemediklerimi ya boş kağıtlara yazarım ya da geceler rüyalarımda sana söylerim. Kağıtlara yazdıklarıma da büyük harflerle SENSİZLİK yazıyorum, sevgilim. Bu gün o kazadan 6 ay geçiyor. Sanki dün gibi her şey. Sana sarılıp siyah gözlerine bakmam, sonra benim uzun saçlarımı karıştırıp “maymunum” demen hiç aklımdan çıkmıyor. Geçen ay sevdiğin o uzun saçlarımı kestim çünkü artık kimse saçlarımı karıştırıp “maymunum” demiyordu bana.. Bu kadar acı çekmeme rağmen hiç pişman olmadım seni sevdiyime. Unutmak bir dakika bile geçmedi aklımdan. Her geçen saniye daha da çok sevip bağlandım sana, sevgini ilahileştirip seni tanrım yaptım. Ben artık seni sevmiyorum, sana sitayiş ediyorum adeta. Bu gece yine gel rüyama. Sana bakiyim, saçlarına dokuniyim, ellerini tutup sarıliyim sana. Ayılana kadar bırakmam seni. Bu gece yine üşüyorum. Yatağın sağ köşesini yine hiç kimse doldurmamış. Biliyormusun sen gitdikten sonra bir defa bile bir kıza dokunmadım. Çünki son dokunduğum insan eli seninkiydi, son sarıldığım insan sendin. Kokun hala gömleklerimde.. Her kesin sevdiyi yanında, benim sevdiyimse göklerden bana bakıyor. Her kes sevdiyiyle içip sarhoş olduğu halde ben sana sarhoşum. Beni rüyalarımdan mahrum bırakma, bu gün de gecikme görüş yerine, her zamanki gibi aynı saatde aynı yerdeyim. Gece ve rüyamda... (2015 Nisan ayında kaybettiğim sevgilimin anısına.. )
Комментариев нет:
Отправить комментарий